27 Nisan 2024 Cumartesi

Mustafa Kemal Atatürk

35.Sayı Kaliteli Zeytinyağı Üretmek için Yola Çıktılar

35.Sayı  Kaliteli Zeytinyağı Üretmek için Yola Çıktılar

Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız?

1964 yılında Aydın’ın Çine ilçesinde doğdum. İş hayatına 1978 yılında Bodrum’da marangozluk mesleğiyle başladım. 1996’da İpek-Su şirketini kurarak inşaat, turizm, hizmet sektörü gibi pek çok sektörde faaliyet gösterdim. 2008 yılında da zeytinyağı sektörüne ilk adımımı attım.

Zeytinciliğe ne zaman merak duymaya başladınız?

2007 yılında Bodrum Ticaret Odası’nda katıldığım, markalaşmanın önemini konu alan bir konferans hayatımın adeta dönüm noktası oldu. O tarihten itibaren markalaşmaya önem verdim ve 2008’de ‘Tibak’ markasıyla zeytinyağı sektörüne de adım attım. Memleketime yatırım yapmaya sürükleyen neden ise, var olan zeytin potansiyeli ve zeytinlerin organik nitelikte olmasının yanı sıra, ‘’Yemen Türküsü’’ geleneğini bozmak. "Giden gelmiyor" Başka yerlerde başka işler yapsak ve hayatımızı oralarda kursak da, burası bizim memleketimiz. Benim gibi gidip çok başarılı olan ve geri dönmeyen yüzlerce insan var. Maalesef Yemen Türküsü gibiyiz. Giden gelmiyor. Ben bu geleneği bozmak istedim. Yıllar önce satın aldığım bu araziye ağaçlar dikmiştim. Diktiğim bu ağaçlar benim gelip burada yatırım yapmama vesile oldu. O yüzden memleketten her gurbete giden bir ağaç dikip gitsin. 'Benim burada bir ağacım var' diyerek mutlaka bir gün benim gibi dönecektir. İşte o zaman Yemen türküsü Geleneğini tümüyle bozarız. Çine Akçaova dağlık bir bölge. Halkın gelir kaynağı ağırlıklı olarak zeytincilik. 2008 yılında gördük ki, hiçbirinin ürünü ne ambalaja girmiş, ne de markalaşmış. Dolayısıyla değer de bulamamış. Bu durum ister istemez bir girişimci olarak beni üzdü. Bunun üzerine zeytine yatırım yapmaya ve markalaşarak ona katma değer kazandırmaya karar verdim.

Tibak Zeytinyağları markası nasıl oluştu?

Tibak Zeytinyağları, ‘Fakir Toprakların Zengin Bitkisi’ sloganıyla çıktığımız yolda geride bıraktığımız 14 yılda ülkemizin ve Ege’nin önde gelen tarımsal ürün olan zeytin ve zeytinyağımızı tüketicilerle buluşturuyoruz. ‘‘Tibak’’, aile bireylerinin isimlerinden oluşuyor. Tahir’in ‘T’si, İpek’in ‘İ’si, Bakiye’nin ‘B’si, Ayşin ve Abdullah’ın ‘A’sı, Kahraman’ın ‘K’ baş harflerinin birleşiminden ‘Tibak’ markası doğdu.                                                                                              

 Üretim sisteminiz ve ürünlerinizin özelliklerinden bahseder misiniz?

Firmamız Muğla/Bodrum merkezli olup, fabrikamız ise Aydın/Çine/Akçaova’da 1100m2 kapalı 10.300 m2 açık alan ve 460 m3 kapalı prina havuzu ile hizmet vermektedir. İşletmemizde 2 fazlı organik sıkım yapılmaktadır. Şirket olarak sektördeki tüm yenilikleri takip ediyor ve teknolojik gelişmeleri yakalıyoruz. Yenilikçi ve teknolojiyi takip eden firmamız 2020 yılında teknolojik gelişmeleri yakalayarak OLİVE PRO54HAUS marka 2021 model makinalarımız ile kendisini yenilemiş ve günlük kapasitesini 80 ton/gün olarak güncellemiştir. Erken hasat, Olgun hasat ve Natürel sızma zeytinyağı olarak 33 farklı ambalajı  TİBAK ZEYTİNYAĞLARI markası ile piyasaya sürmekte olan işletmemiz,  ürettiği bu ürünleri yurt içi, yurt dışı bayilerimize ve e-ticaret yolu ile Türkiye’nin her yerine ücretsiz kargo ve kapıda ödeme seçeneği ile satışa sunmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı TR-09-K-008983 numarasıyla ekolojik sıkım ve çevre dostu zeytinyağlarımız ile tüketicilerimizin sağlığına sağlık katmaktan gurur duyuyoruz.

Zeytinyağı hangi aşamalardan geçiyor bahsedebilir misiniz?

Zeytinler Ekim ayı ile Mart ayı arasında hasat edilir. Ekim ile Kasım ayı arasında elde edilen ürünler Erken Hasat Zeytinyağı olarak, Kasım’dan sonra elde edilen ürünler Olgun Hasat Zeytinyağı olarak nitelendirilir. Hasat edilen zeytinler aynı gün içerisinde fabrikamıza kasalar ile gelir. Gelen ürünlerin dal ve yaprakları fanlar yardımı ile ayıklandıktan sonra üzerlerindeki toz ve kirden arındırmak için zeytinler yıkama havuzuna aktarılır. Yıkanan zeytinler daha sonra kırma-ezme bölümüne alınır. Zeytin, çekirdeği ile birlikte kırılıp ezilerek hamur haline getirilir. Hamur haline gelen zeytin ortalama 20-40 dakika arasında malaksör adı verilen makineler tarafından yoğrulur. Zeytinyağının sıcak sıkım ya da soğuk sıkım olması bu aşamada önemlidir. Zeytin ortalama 27 dereceye kadar soğuk sıkım zeytinyağı adını alır. 27 derecenin üstünde bir sıcaklığa ulaşırsa sıcak sıkım yapılmış olur. Zeytin hamuru, hamur pompası aracılığı ile dekantör bölüme gönderilir. Zeytin hamuru, yatay düzlemde dönerken prina adı verilen atıklar dışarı atılır. Prina aynı zamanda atık değil yakıt olarak da kullanılır. Dekantörden iki ürün çıkmakta olup biri zeytinyağı diğeri ise zeytinin posasıdır bu yüzden iki faz olarak adlandırılır. Dekantörden çıkan ilk ürün zeytinyağının içinde kalan tortularından ayıklanmak üzere seperatör bölüme iletilir ikinci ürün ise prina havuzuna gönderilir. Daha sonra separatör bölümünde elde edilen zeytinyağı filtreleme bölümüne gönderilerek tüm tortulardan arındırılır ve parlak bir görünüm alır. Filtrelenmeden üretilen zeytinyağı ise filtresiz zeytinyağı olarak adlandırılır. Tibak Zeytinyağları birçok kimyasal ve duyusal analizlerden geçerek ve hijyenik şartlarda ambalajlanarak sofralarınıza ulaşır.

Zeytinyağı ile ilgili doğru bilinen yanlışlar nelerdir?

Zeytinyağında doğru bilinen yanlışlardan ilki ‘’Zeytinyağı ısınınca trans yağ ortaya çıkar’’ diye söylemler duyuyoruz. Zeytinyağı ısınınca trans yağ ortaya çıkmaz, tüm sıcak yemeklerinizde de zeytinyağını güvenle kullanabilirsiniz. Bir diğer bilinen yanlış ise ‘’Hakiki zeytinyağı buzdolabında donar’’ zeytinyağı buzdolabında donar ancak donması saf zeytinyağı olduğu anlamına gelmez. Hangi sıcaklıkta donacağı zeytinyağının yapısına kalitesine göre değişir. Son olarak en çok bilinen yanlış acı zeytinyağının kusurlu zeytinyağı olduğu düşüncesidir. Kaliteli zeytinyağı boğazda yakıcılık dilde acılık hissi verir.

Zeytinyağının ülkemizdeki ve dünyadaki yerinden bahsedebilir misiniz?

Türkiye’de zeytinyağına gösterilen önem geçmiş yıllara göre her ne kadar artmış olsa da henüz yeterli değildir. Dünya üzerinde zeytinyağına olan talep ülkemize oranla maalesef çok daha yüksektir. Türkiye periyodisite sebebiyle üretim konusunda düşük kalmaktadır. Ayrıca ürün maliyetleri, girdiler özellikle de elektrik ve mazot fiyatlarındaki yükselme nedeniyle olumsuz etkilenmektedir. Zeytin yetiştiren ve zeytinyağı işleyen işletmelerin yapısal sorunlarının çözülmesi gerekir. İhracatı ambalajlı ve Türk zeytinyağı olarak tanıtabilmek ve daha çok bu şekilde ihraç edebilmek hedeflenmelidir. Geçmiş yıllarda yapılan hatalar sebebiyle Avrupa Pazarı maalesef ülkemize büyük bir önyargı ile yaklaşmaktadır. İngiltere’ye gerçekleştirmiş olduğum zeytinyağı ihracatında da bizzat bu durum ile karşı karşıya kaldım. Aramızda geçen diyalogda ‘’Türk yağı kaliteli değildir’’ diyen İngiliz şefin ürettiğimiz zeytinyağını tadım yaptıktan sonra Türkiye’deki zeytinyağlarının ne kadar kaliteli olduğunu göstermiş olduk. Böylelikle doğru sıkım teknikleri ile kaliteli zeytinyağı elde ettikten sonra dünyaya ihracat önünde hiçbir engel kalmayacaktır. Tibak Zeytinyağlarının kalitesi aynı zamanda çeşitli yarışmalardan almış olduğumuz altın madalya ve jüri özel ödülleri ile de tescillenmiştir.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Zeytinyağı tüketicilerinin zeytinyağı seçimi yaparken salatalarda ve çiğ tüketimde erken hasat, sıcak lezzetlerde ise olgun hasat zeytinyağını tüketmelerini tavsiye ediyoruz. Zeytinyağını evde tüketirken de ısı, ışık ve oksijene maruz bırakmamaya özen göstermelisiniz. Bu üç etken zeytinyağının bozulma sürecini hızlandırabilir. Zeytinyağını uygun koşullar altında muhafaza ettiğiniz takdirde ambalajında belirtilen son kullanım tarihine kadar kullanabilirsiniz.

TÜRİB
TOBB
Rekabet Kurumu
Ticaret Bakanlığı
Tarım ve Orman Bakanlığı